BRADYOPSİA SENDROMU

Tanım

Bradyopsia görme duyusunu etkileyen nadir bir hastalıktır. Bradyopsia terim olarak Yunancaya ait bir kelime olup, yavaş görüş anlamına gelmektedir. Etkilenen bireylerin gözleri ışık değişimine karşı normalden daha yavaş bir uyum gösterirler. Örneğin; bu rahatsızlığa sahip insanlar karanlık ortamdan aydınlık ortama geçtiklerinde birkaç saniyeliğine körlük yaşarlar. Mesela, karanlık olan tiyatrodan gün ışığına çıkmak gibi… Aynı zamanda aydınlıktan karanlık ortama geçildiğinde de uyum sorunu oluşur: güneşli bir günde yolculuk yaparken tünele girmek gibi…

Bradyopsia’lı insanlar aynı zamanda hareket eden nesneleri, özellikle de parlak bir arka plana karşı olan nesnelerin hareketlerini görmekte zorlanırlar. Bundan dolayı futbol veya tenis gibi top ile oynanan sporları izlemek ya da bu sporlara dahil olmak genellikle sorun oluşturur. Bradyopsia’ya sahip insanlar, görüşlerindeki netliği(keskinliği) azaltabilirler ancak keskinlik görüşün test edildiği koşullara göre değişiklik gösterebilir. Görüş netliği eğer parlak ışık altında test edilirse ciddi bir şekilde etkilenebilir ama eğer bulanık bir ortamda test edilirse normale yakın olur. Her ikisinde de renkleri görmek ve ayırt etmek normal derecededir.

Bradyopsia’dan kaynaklı görme problemleri erken çocukluk döneminde belirginleşir. Genellikle stabildirler, zaman geçtikçe daha kötüye gitmezler.

Görülme Sıklığı

Bradyopsia nadir görülen bir hastalıktır. Tıp literatürüne göre sadece birkaç kişide tanımlanmıştır.

Nedenleri

Bradyopsia RGS9 veya RGS9BP(R9AP diye de bilinir) genlerinin mutasyona uğramaları sebebiyle meydana gelir. Bu genler normal görme için gerekli olan proteinlerin yapımı için talimat sağlarlar. Proteinler, göz içindeki ışık algılama hücrelerinde(fotoreseptörler) bulunurlar. Işık göze girdiği zaman bu hücrelerdeki özelleşmiş pigmentleri uyarır Bir dizi kimyasal reaksiyonla oluşan uyarıcı tetikler elektriksel bir sinyal üretirler ve beyin bu sinyali görme olarak yorumlar. Fotoreseptörler ışık tarafından bir defa uyarılırlar ve tekrar uyarılmadan önce dinlenme haline geçmek zorundadırlar. RGS9 ve RGS9BP proteinleri fotoreseptörlerin ışığa maruz kalmalarından sonra hızlıca tekrar dinlenme haline geçmelerinde önemli bir rol oynar.

RGS9 veya RGS9BP genindeki mutasyon fotoreseptörlerin ışık uyarısından sonra hızlıca eski hallerine dönmelerini engeller. Normalde bir saniyeden çok daha kısa bir sürede dinlenme durumuna geri dönüş gerçekleşir ancak bu genlerden birinde mutasyon olan insanlarda bu süre 10 saniye ve daha fazla olmaktadır. Bu zaman süresince fotoreseptörler ışığa tepki veremezler. Bu gecikme ışık koşullarının değişimiyle geçici körlüğe ve hareket halindeki küçük nesneleri görüntüsünde parazit oluşmasına sebep olur.
Bazı Bradyopsia’lı insanlarda RGS9 veya RGS9BP genlerinde herhangibir mutasyon bulunanamamıştır. Bu insanlardaki rahatsızlığın sebebi bilinmemektedir.

RGS9 Geni:

RGS9 geni RGS9 proteininin üretimi için 2 yönerge sağlar, bunlar RGS9-1 ve RGS9-2 olarak bilinir. Sinir sisteminin farklı bölmlerinde bulunurlar ve farklı işlevlere sahiptirler.
RGS9-1, gözün arkasında bulunani ışığı ve renkleri algılayan özelleşmiş dokuda yani retinada üretilir. RGS9-1 retinadaki fotoreseptör olarak anılan ışık algılayıcı hücrelerle ilişkilidir. Işık göze girdiğinde bu hücrelerdeki özelleşmiş pigmentleri uyarır. Bu uyarı bir dizi kimyasal reaksiyonu tetikler ve oluşturulan elektriksel sinyal beyinde görüntü olarak algılanır. (Bu işlem fototransdüksiyon olarak bilinir.) Fotoreseptörler ışık tarafından uyarıldıklarında, tekrar uyarılmadan dinlenme hallerine geçmiş olmaları gerekir. RGS9-1 de bulunan bir kimyasal reaksiyon fotoreseptörlerin tekrar -hızlıca- dinlenme hallerine dönmelerine yardımcı olur.
RGS9-2 ise öncelikle striatum olarak bilinen beynin derin bir bölgesinde bulunur. Asıl rolü bilinmemesine rağmen, RGS9-2 dopamin (kimyasal taşıyıcı, nörotransmitter madde) içeren sinyalin parçası olarak bulunur. Bu olay hareketin planlanması ve koordine edilmesi için önemlidir. Yapılan çalışmaların önermesine göre; RGS9-2, beynin opioid ilaçlara(morfin, kokain gibi…) verdiği tepkilerde de rol oynar.

kromozomsal konum:
Sitogenetik konum: 17q24.1
(q: uzun kol)
17. kromozomun uzun kolunun, 24.1 pozisyonu
Moleküler konum: 17. kromozomdaki 65,137,338 to 65,227,703 bazları (Homo sapiens Annotation Release 109, GRCh38.p12) (NCBI)

Genin Diğer İsimleri:
■ MGC111763
■ MGC26458
■regulator of G-protein signaling 9-binding protein

■regulator of G-protein signaling 9 binding protein

■ RGS9L

RGS9BP Geni

RGS9BP geni(R9AP olarak da bilinir), RGS9 bağlayıcı protein olarak adlandırılan bir proteinin yapılması için talimatlar sağlar. Bu protein retinada bulunur, gözün arkasındaki ışık ve rengi tespit eden özel dokudur. Protein, retina içindeki ışık tespit eden hücreler(fotoreseptörler) ile ilişkilidir. Adından da anlaşılacağı gibi, RGS9 bağlayıcı protein RGS9 olarak adlandırılan bir protein ile etkileşime girer(RGS9 geninden üretilir). RGS9 proteinini fotoreseptörlere tutturur ve RGS9’un aktivitesini uyarır. Işık göze girdiğinde, fotoreseptör hücrelerindeki özel pigmentleri uyarır. Bu uyarı, elektrik sinyali üreten bir dizi kimyasal reaksiyonu tetikleyerek beyin tarafından görüntü olarak yorumlanır(Bu süreç fototransdüksiyon olarak bilinir). Fotoreseptörler ışık tarafından uyarıldıklarında, tekrar uyarılmadan önce kendi dinlenme durumlarına geri dönmelidirler. RGS9 ve RGS9 bağlayıcı proteinleri, ışığa maruz bırakıldıktan sonra fotoreseptörlerin dinlenme durumuna hızlı bir şekilde dönmelerine yardımcı olan bir kimyasal reaksiyonda yer alırlar.

kromozomsal konum:
Sitogenetik konum: 19q13.11
(q:uzun kol)
19. kromozomun uzun kolunun, 13.11 pozisyonu
Moleküler konum: 19. kromozomdaki 32,675,407 to 32,678,300 bazları (Homo sapiens Annotation Release 109, GRCh38.p12) (NCBI)

Genin Diğer İsimleri:
■ FLJ45744
■ R9AP
■ regulator of G-protein signaling 9-binding protein
■ regulator of G-protein signaling 9 binding protein
■ RGS9 anchor protein
■ RGS9-anchoring protein

Kalıtsal Dizi:
Bu durum otozomal resesif bir kalıba ayrılır; bu da her bir hücredeki genin kopyalarının mutasyona sahip olduğu anlamına gelir. Otozomal resesif rahatsızlığı olan bir bireyin anne-babalarının her biri mutasyona uğramış genin bir kopyasını taşır, ancak tipik olarak durumun belirtilerini ve semptomlarını göstermezler.

Tanı ve Yönetim

Genetik test nedir?
Genetik testler, kromozom, gen veya proteinlerdeki değişiklikleri tanımlayan bir tür tıbbi testtir. Bir genetik testin sonucu, şüpheli bir genetik durumu doğrulayabilir veya yok edebilir veya bir kişinin genetik bir bozukluğu geliştirme veya geçme şansını belirlemeye yardımcı olabilir. Şu anda 1.000’den fazla genetik test kullanılıyor ve daha fazlası geliştiriliyor.

genetik test için bir çok yöntem kullanılabilir:

■ Moleküler genetik testler (veya gen testleri), genetik bir bozukluğa yol açan varyasyonları veya mutasyonları tanımlamak için tekli genleri veya kısa DNA uzunluklarını inceler.
■ Kromozomal genetik testler, genetik bir duruma neden olan, bir kromozomun fazladan kopyası gibi büyük genetik değişikliklerin olup olmadığını görmek için tüm kromozomları veya DNA uzunluğunu analiz eder.
■ Biyokimyasal genetik testler proteinlerin miktarını veya aktivite seviyesini inceler; buradaki anormallikler, genetik bir bozukluk ile sonuçlanan DNA değişikliklerini gösterebilir.
Genetik test gönüllüdür. Testler, sınırlamalar ve risklerin yanı sıra faydaları olduğu için, test edilip edilmeyeceğine dair karar kişisel ve karmaşıktır. Bir genetikçi veya genetik danışman testin artıları ve eksileri hakkında bilgi sağlayarak ve testin sosyal ve duygusal yönlerini tartışarak yardımcı olabilir.

Diğer İsimleri
■ PERRS
■ prolonged electroretinal response suppression

Kaynakça
https://ghr.nlm.nih.gov/condition/bradyopsia#sourcesforpage

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/gtr/conditions/C1842073/

https://ghr.nlm.nih.gov/gene/RGS9BP#sourcesforpage

https://ghr.nlm.nih.gov/primer/testing/genetictesting